23 Nisan 2010 Cuma

şeylerin boktanlığı

hayır hayır film değil anlatacaklarım, hayatın içindeki şeylerin boktanlığı. şu an içinde bulunduğum hissiyat bunları yazmama neden oluyor. belki içinde bulunduğum çıkışsızlık tüm neden.
şu hayatta kendinize şiçtiğiniz kılıf aslında içinde hiç de olmak istemediğiniz bir şeye dönüştüğünde düşüyorsunuz bu duruma. işinizden bıkıyorsunuz, arkadaşlarınızdan, ailenizden ve belki de kimi zaman ilişkinizden. sizi hiçbir şey mutlu etmemeye başlıyor. bekleme modundan çıkıp, kendinizi oynatmak, ileri geri sarmak, harekete geçirmek istiyorsunuz. mutsuzluğunuzun temeline inip, onu oradan söküp çıkarmak istiyorsunuz.
ben buldum bana tüm bu cümleleri kurduran, beni bin beter eden şeyi. işim.
burada olmaktan, çalışıyor gibi görünmekten çok sıkıldım. burası benim tüm hayatımı etkilemeye başladı. olumsuz yönde tabii ki. buradaki her şey boktan. arkadaşlıklar, yaratılan işler, kurulan ilişkiler, bir avuç insan arasında dönen dedikodular, birlik olamamak. her şey.
burasının ismini şeylerin boktanlığı olarak değiştiriyorum. bundan sonra nerede çalışıyorsun diye soracak olurlarsa şeylerin boktanlığı ajansındayım diyeceğim. cuk oturdu. hadi bay

Hiç yorum yok: