31 Aralık 2009 Perşembe

siz de 2009 bok gibi geçti diyenlerdenseniz... ee haydi o zaman!

daha neyi bekliyoruz ki? biz girelim 2010'a, o bize girmeden! şaşırtalım 2010'u, bizim için hain planları varsa al aşağı edelim ibneyi. Ööööle baka kalsın. Ne yapacağını bilemesin. Sonra da bütün yıl öyle sakinlik ve huzur içinde geçsin.
yani kısacası 2009 beni benden aldı, insanlıktan çıkardı. 2010 bunu yapmasın lütfen. rica ediyorum bak. gerekirse zor kullanabilirim. iyi de küfür ederim.
önümüzdeki günlere bakıceez. bi yanlışını göreyim çıkar giderim valla. yeter gayri

30 Aralık 2009 Çarşamba

gelenekçiyim galiba!

aşureyi çok sevdiğim için bu sonuca varmış olabilirim. çok güzel bir gelenek değil mi?

28 Aralık 2009 Pazartesi

pazartesiyi sevmemem için bir neden daha

insan sabah sabah regl habercisi karın ağrısıyla uyanıp, evden inleyerek çıkarsa ve bütün gün iniltilerini içe atmak zorunda kalırsa, gayet normal değil midir pazartesiden nefret etmesi? sorarım.
*kime soruyorsam o_O

avatar avatar, senin bu numaranı kim yutar?

sözüm sana james cameron!
ben yutmam.
tamam güzelsin, hoşsun, teknoloji harikasısın ama orijinalliğin nerende anlayamadım gitti. bir star wars'daki karakterlere bak, bir senin karakterlerine. star wars'da gördüğün bir karakteri/yaratığı hiçbir şeye benzetemezken; avatar'daki bir yaratığı kolaylıkla günümüzdeki bir canlıya benzetebiliyorsun. bu kadar abartılan bir filmden daha fazla orijinallik beklerdim. ayrıca neydi o "i see you" o_O
tam gaz bir film olmuş bu arada. bugüne kadar "özgürleştirmek" ayağına ağzına sıçtığı tüm memleketlerden özür dilemek de nooluyor. burada çok fazla küfretmek istedim ama terrrrrbiyem müsaade etmedi. yap yap, sonra da ekrandan özür dile. oldu paşam.
-beni sinir etmeyin arkadaşım. asabi bi insanım zatii-
tamam pandora mükemmel bir yer olmuş, sanki cennet. ona lafım yok. ama ne bileyim ben, sanki bir pazarlama harikası gibi geldin bana.
iyi bir seyirlikten öteye geçemedin avatar, senin abin titanik daha güzeldi. benden söylemesi.
her şeye rağmen emeğe saygıda kusur etmem. emeği geçenlerin gözlerinden hasretle öpüyorum.

force be with you

25 Aralık 2009 Cuma

biri beni dövsün

bu havayı anlayabilene aşk olsun!

bu ne lan bööle, bi açık, bikapalı. maymun etti bizi. ne giyeceğimiz şaşırdık. otobüslerde telef oluyoruz kat kat giyindiğimiz için. allahın işine karışmak gibi olmasın ama, bu işe bir dur demek lazım!
gölgelerin gücü adına demek istiyorum

çok güzel olmuş, bi tane istiyorum.

insan nasıl bir varlık?

daha kendimi çözemezken, genel olarak insanlığı nasıl çözmeye çalışırım ki? her gün yeni bir şey keşfederken kendimde, daha oturtamamışken hiçbir şeyi, nasıl karar verebilirim bir şeyler yapmaya?
keşif hiç bitmiyor, onu anladım o kadar da kısa olmayan şu hayatımda. ve bir şey daha anladım ki, biraz geç oldu, insan kendine daha çok değer vermeli! diğerlerinden fazla olmalı değerin. senden başka kimse düşünmüyor çünkü "seni". belki düşünüyorladır ama senin kadar olamaz ki! değerimi bilmeliyim artık, yıpratmaktan bıkmadım mı kendimi?
biraz moralsizim bu aralar. oldukça depresif. ve sık sık sulugöz. kışa veriyorum hissiyatımı. hep öyle yapmadık mı? mevsimler ne çekti bizden? her şeyin suçlusu onlar:)varsın olsunlar, hep bizde mi olacak suç o_O

17 Aralık 2009 Perşembe

kimsenin işi gücü yok galiba!!

herkes sosyal platformlarda sosyalleşiyor. ben de giriyorum aval aval bakıyorum. tıvıtır'dan bi bok anlamıyorum. arada yazıyorum ööölesine. canım sıkılıyo. iş yapmak istemiyorum ki. ondan oluyo bütün bunlar. ben artık çok sıkıldım hayatımdan. bir şey olsun ve değişsin her şey istiyorum. çok sıkıldım yaşamaktan. amma da depresif oldu. olabilir. zaten depreşyondayım. burası da benim istediğimi gibi yazarım. istersem deyi birleşik yazarım. banane! hımmf

ben okudum


iç mihrak

yine aynı şey

her gün radikal'in sitesini açıyorum ve her gün bir tecavüz haberiyle karşılaşıyorum. ve bu benim içimi burkuyor, midem kasılıyor, kusmak istiyorum. tüm canice duygularım ortaya çıkıyor. o kadınlara, çocuklara, genç kızlara tecavüz eden sapıkların ölmesini istiyorum. dexter'ı sevmemin nedeni bu olmalı. adalet yerini bulmuyorsa, bazıları adaleti yerine getirebilmeli. ben buna hakları olduğunu hissediyorum. çok mu şiddet yanlısı oldum?
bizi hayat zalimleştirdi. birilerinin, hak ediyorsa başka insanların yaşama hakkını alabileceğine inanır olduk. ben böyle hayatın...

14 Aralık 2009 Pazartesi

çok eğlenceli olmuş


İstanbul'da çekildiğini elmaaltshift'ten öğrendim. harem'miş orası. salıncakta sallanma hissini çok fena hissettim. canım çekti. arabada sallanmasakta da olur. çok severim.
Filmin Post prodüksiyonu ise Mikros Image tarafından gerçekleştirilmiş, zaten onların sitesini incelerken izledim. siz de inceleyin siteyi.

7 Aralık 2009 Pazartesi

sanat sokakta bir başka duruyor


şurdan aldım:)

değişik bir bakış açısı

etkileyici

Polar Bear from Plane Stupid on Vimeo.

Kitabın dile gelmesi bu olsa gerek


Yeni Zellanda Kitap Konseyi için Colenso BBDO tarafından yapılmış süper reklam filmi. Animasyon da Andersen M Studio tarafından. Evet tarafından.

allahım çok komik bir reklam bu

keşke benim olsa



bisiklet kullanmayı bilmeyen bizzat kendim için ideal bir tasarım:) likecool'dan

Dünyadan Aya ve Moon çakışması


Jules Verne'in Dünyadan Aya adlı kitabını okumaya başladım. Kitap okuma zamanım artık otobüslerle sınırlı olduğu için, çabuk bitmiyor elimdeki kitaplar. Yaşlandım artık akşamları uykum geliyor kitap okurken. Neyse bu aralar ayla haşır neşirim. Ayla bu kadar haşır neşirim o zaman niye "Moon"u izlemiyorum dedim. Moon, David Bowie'nin oğlunun yazıp yönettiği bir filmmiş diye okudum. Bant'tan kısa bir güzelleme okudum. Seyretmek için heveslendim, bir kere izlemeye başladım, tırstım bıraktım. Dün "keyifli" bir pazar geçirmek için başladık izlemeye. Film bir yerden sonra bizi bizden aldı. Uzun süredir izlediğim en güzel film nişanesini de kaptı. Bayıldım filme. içim burkuldu. Ulan yoksa didim? İçime bir kurt düştü.
Filmi anlatmıyorum hiç. Kesin izleyin. Kaçırmayın.
http://www.imdb.com/title/tt1182345/

2 Aralık 2009 Çarşamba

Gandi demiş ki:

"Söylediklerinize dikkat edin düşüncelere dönüşür...
Düşüncelerinize dikkat edin duygularınıza dönüşür...
Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin değerlerinize dönüşür...
Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin kaderinize dönüşür..."

zaman...

...geçiyor. hiç söz dinlemiyor. dur durak bilmiyor. içim cız ediyor dilimden her dökülüşünde. korkutuyor beni. bazen hayaller kurduruyor sonrasına dair. sesini duyuyorum bazen. karanlık bir sokakta arkamdan gelen ve her adımında yüreğimi ağzıma getiren bir ses... uykumu kaçıran bir kabus. geceyarısı kapının gürültüyle çalınması gibi. bölen, parçalayan, dağıtan bir şey. ele avuca sığmaz, hayat dolu yaramaz bir çocuk gibi. kırıyor evdeki tüm cam eşyaları. sonra pis pis sırıtıyor. geçiyor bir tren gibi. baka kalıyorum ardından. hep aynı numarayı yapıyor bana. elim havada kalıyor. kaçırıyorum her defasında. ağlamaktan başka bir şey gelmiyor elimden. gözyaşlarım ona akıyor. küçülüyorum karşısında. küçücük bir çocuk gibi içimi çeke çeke ağlıyorum. çenem titriyor. susmuyorum bir türlü. annemi kaybettiğimi gördüğüm kabuslar gibi çöküyor üstüme. sokağın ortasında kala kalmışım. yalnız. çaresiz.
geçiyor, gidiyor zaman.