29 Kasım 2012 Perşembe

İhsan Efendi yine yazmış...

İhsan Oktay Anar'ın "Yedinci Gün" adlı son romanını okuyorum. Yani hiçbir kelimesini bilmeden okuduğum bölümler olmasına rağmen yine anlıyorum. Bu nasıl bir şey onu anlayamıyorum. Yani diicem, bütün kelimeler bakacak olsam, kitabı bitiremem. Ondan kelli okuyorum, anladığımı düşünüyorum:)
Çok güzel kelimeleri dağarcığıma katıyor İhsan Efendi.
"Zarta babilof" misal. Donu yırtarcasına osurmak diye çeviriyorum ben. Çok hoşuma gidiyor arkadaş. Zevkle okuyorum...

23 Kasım 2012 Cuma

Gözetleme kulesi!

Beni mi gözetliyo la bu pis martı sabah sabah o_O

ayakta işemek!

squat pozisyonunun ayakyolundaki hali. ulan pilateste bu kadar yapmadık bu hareketi.

bond'lardan sean connery, arabalardan citroen 2CV

James Bond 007 Cars Evolution
Everyone has a favourite Bond - and a favourite Bond girl - but what's your favourite Bond car? Infographic by Evans Halshaw. View the interactive version here.

8 Kasım 2012 Perşembe

bugün de böyle olsun...

Muleta / Edip Cansever

Geçtikti bir gün hani
Ormandan ve aydınlıkların fısıltısından
Kenti görmeye gittikti yağmurda
Yürüdüktü dar sokaklarda saatlerce
Girdikti sonunda yanık yağ kokulu
Çinko tezgâhlı bir meyhaneye
Göz göze geldikti sevimsiz bir papağanla
Demiştin o gün bana, anımsıyorum
Ah, acısız boğulabilir insan.

Eylüldü, mavi dönemiydi sanki Picasso'nun
- Denize inen atlılar -
Sonra sonra Guernica ve
`Chat et oiseau'
Yıl bin dokuz yüz otuz dokuz
Yas içinde bütün dünya
Şehirler yanmış yıkılmış
Gördüktü ne kadar yorgun
Ne kadar çaresizdi İsa
Ve demiştin bir gün, anımsıyorum
Mutsuzluk da boğabilirmiş insanı
Bir gün, akşama doğru, alacakaranlıkta.

Başını menekşeye koydu, uyudu
Bir güvercin çalılığın orada
Hani
Görmeye gittikti güneşli günde
Parkı ve ördekleri
Yıllarca sonra. Savaştan
Ekmek kırıntıları attıktı havuza
Bir elim omuzunda seyrettikti uzun uzun
Dünyayı ve çiçekleri
Nedense durgunlaşıverdindi bir ara
Çok değil, en fazla birkaç dakika
Ve dedindi, mutluyken de boğulabilir insan.

İlkyazları sevmiyoruz artık, yaşlandık da ondan mı
Aşkımızı seyrediyoruz sanki uzaktan
Oysa yok biten bir şey aramızda, yok da
Hep aynı kalmıyor ki yakın duygular
Demiştin bunları bir bir, anımsıyorum
Mutlu da olsa insan mutsuz da
Her an yeniden yaratabilirmiş kendini
Demiştin, bir sabah, bir başkla aşkla.

Sen ölüm!
Seni hiç düşünmeden yaşadık
Seni hiç düşünmeden yaşayacağız bundan sonra da.


(İLKYAZ ŞİKAYETÇİLERİ / IX)

6 Kasım 2012 Salı

seviyordu genç kız

bugün 6 kasım

13 yıl önce bugün hayatımın ilk eylemine katılmış ve çok heyecanlanmıştım. yöke hep bir ağızdan yöktür git demiştik. polisler vardı. annemin "hiçbir olaya karışma" nasihatlerine karşı gelmiş olmanın dayanılmaz hafifliğiyle içim içime sığmıyordu. yeterince apolitiktim ve hep biraz öyle kaldım.
bugün 6 kasım, memlekette her şey aynı. memleketin dört bir yanında yine protestolarla karşılanmıştır 6 kasım.
hayatın yeni bir şey getirmemesi ne acayip. sıkıcı hayatlarımıza tıkılmışız. hepimiz yerimizi daha gencimize bırakarak, bir sonraki levıla geçiyoruz. bize ayrılmış bir yer yok aslında. hepimiz bizden öncekinin yerine oturuyoruz. her şey ayarlanmış.
memleketten haberlerin sonuna geldik. şen ve esen kalın.